Öncelikle Meriyen'e, Bugfixed'e, Sinan'a, Ciwa'ya benim gibi basit ve sıradan bir insanın düşüncelerine önem verdikleri için teşekkürler. Önceki yazımda da yazdığım gibi şu güzelim ve oldukça kısa olan hayatın değerini bilmek lazım diye düşünüyorum. Bir tişört bastırma fikri bizi bu kadar heyecanlandırıyorsa ne mutlu bize.. daha ne diyebilirimki. İstanbul buluşması gerçekleşmiş, onu kaçırdık işallah bi dahakine beraber oluruz.
Ben 20 yaşındayım. Lösemi hastasıyım. Geç teşhis olduğu için fazla zamanım kalmadı, en iyimser tahminle bir yıllık ömrüm var. Lütfen bu yazdıklarıma kimse üzülmesin, ben etrafımda üzülen insanlardan bıktım zaten. Ben mutluyum, gerçekten mutluyum. Dünyanın en güzel şehrinde, dünyanın en güzel insanlarıyla yaşıyorum. Az zamanım kaldı diyerek çılgınlıklarda yapmıyorum

sadece bu güzel yaşamı, bu güzel anları olabildiğince güzel değerlendirmek istiyorum. Biliyorumki benden kat be kat fazla yaşta olupta hiçbirşey yaşamamış nice insan var. İnsan böyle zamanlarda çok ama çok fazla düşünüyor. Hep geçmişe dönüyorsunuz, keşkeler kafanızı kurcalıyor. Ve sonra anlıyorsunuzki keşke diye bir şey yok aslında, yaşanılanlar sadece hayatın gerekleri ve öyle olması gerekiyor. Hayatı akışına bırakmak gerekiyor. Tabi salak erkek arkadaşım gibi aklınız başka şeylere çalışmadan. Şu anda İstanbulda yağmur yağıyor saat 05:00 hava biraz serin ama İstanbul o kadar güzelki. Benim demek istediğim bu işte; yağmurlu ve soğuk bir İstanbulu sevmek. Düşünsenize kışı güzel olan bir yerin baharı nasıl olur. Hayatın her anından, her yerinden haz almak, yaşamak sadece yaşamak, acıyı da sevincide tatmak. Bu saatte saçmaladıysam lütfen affedin, herkese tekrar teşekkürler, varolduğumu hissettirdiğiniz için. "HERŞEYDEN ÖNCE MECBURSUN YAŞAMAYA
ELEŞTİRMEK YARGILAMAK BEĞENMEMEK HAKKIN
AMA YAŞAYACAKSIN
ACIYI MUTLULUĞU TADACAKSIN
HAYATIN ANLAMININ BU OLDUĞUNU ANLAYANA DEK" bu sözler de harika. Bugfixed, karadsin sizi çok seviyorummm. Hep böyle kalın. Not: T-shirtümü mutlaka istiyorum.