KENDİM...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
okuyan gözlerine sağlık.. çok sağolasın serap...
-
- Üye
- Mesajlar: 134
- Kayıt: Pazar, Ocak 27, 2008 23:58
- İsim: Mehtap
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Yazdıkların çok güzel.Yüreğine sağlık Said.Hüzünlerin yerini mutlulukların doldurması dileğiyle!
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
çok teşekkür ederim mehtap.. inşallah dediğin gibi hep beraber hep mutlu oluruz... tüm güzellikler seninle olsun:)
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Yazmayalı uzun zaman oldu sana sanırım, baksana sokaklarda erguvanlar boy göstermeye başlamış. Dört duvar arasının zamansız kendini bilmez ve tarifsiz hüzünlerinden çıkamadım ondandır bu yazmadan kopuşum. Yazmaktan kopuşum senden kopuşum o da hayattan ve kendimden kopuşum demek aslında. Bu soğuk duvarlar içimi ilmik ilmik yaptı, narkoz altında tüm bedenimi uyuşturma gereği bile duymadan dünyanın uyuşturuculuğunu kullanarak içimdeki tüm bölgeleri ayıkladı. Her tarafımdan irinler cerahatler aktı inan, sebebsiz izlemekten başka bi şey yapamadım. Bilmeden ne kadar da yara almışım ne kadar da dağılmışım hissizlikten hissetmemişim kendime yaptıklarımı. Ben beni bulma yolunda ilerleyip durdum bu dört duvar arasında kaybettiğim umutlarımı yakaladım bir kuytuda, azmi başarıyı gördüm soğuk kaldırım kenarında, seni haykıran hücreler vardı dört bir yanımda. Ah kaybettim sandığım sevda yüklü minik idealleri topladım küçük kalp sepetime. Senle ilk buluşmamıza rastladım bi kenarda ne kadar da masum ve utangacız baksana of seni yazmayalı sana yazmayalı çok olmuş be benim duygu yüklü kaktüsüm. Yazacak anlatacak o kadar çok şey var ki. Dört duvar arasından bu kadar dinç bu kadar yoğun çıkacağımı hiç düşünemezdim. Şimdi yaralarım var ameliyattan kalan hafif ince tatlı sızılar onlar geçsin sana yazmaya seni yazmaya devam edeceğim. Gözlerim gözlerine hasret, yüreğim yüreğine kilitli, ben ben bana gelmeye çalışırken bir kenarda bizde kendimi bulacak olmanın sevinciyle geleceğe bırakıyorum devamını yazıların şimdi biraz daha yol almam lazım müsadenle. Kseo gelincik çiçeğim…
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
sen ben ve biz toplayınca ancak bir ediyoruz
ben kendim herşeyim sensiz elde ancak sıfır veriyor...
halbuki benim matematiğim de çok iyiydir ama çözemedim bu denklemleri bir sorun olmalı burada ey beni çimen diye çağıran kaktüs gönüllü yarim sen her ne kadar çimeni olumsuz kullansan da çimen herkesin üzerinden geçmesine müsade eden toprak gibi mahfiyet sahibi mütevazi bir varlıktır... hiç kırılmaz çok çabuk küsmez ve hemen dagılır etrafa ufak bir tebessümüyle güneşin. neyse yarim ben benden geçtim zaten sıfırla uğraşmaya gelmiyor yıllar geçtikçe sanki mesafelerde artıyor halbuki mesafenin değişmemesi lazımdı ama sanki senin şehir her gün biraz daha ilerliyor benim şehirden, sanki zaman geçiyor ama aşk daha bir tazeleniyor yaşlanması gerekmiyor mu ya halbuki, dediğin gibi galiba benim algıda sorunlar başladı. şizofreni olmanın ilk adımlarında halüsinasyonlarım delüsyonlarım hep seni gösteriyor...
bütün kuşlar seni seslendiriyor sanki, senin kokun sesin görüntün var etrafımda... bir de şey varmış şizofrenlerde dagınık olmak etrafa aldırmamak falan bende artık kılık kıyafete önem vermemeye başlamıştım ama sağol ya o semptromdan kurtardın beni yaşlanmışsın deyince genç görünmek için artık dikkat ediyorum onlara hmm neyse geçelim benim şizofrenliğimi... kaktüsüm benim özlemin geldi başucuma cik cik ötüyor erteliyorum ama ertelenme süresi sadece saniselerle sınırlı tekrar ediyor, yorgun ve uykusuz kalmışım ama dinlemiyor ki...
ey gönlü güzel sevdası özel yarim.. şimdi yine yarım bırakmam lazım bu yazıyı devam etmek uzun zaman sonrayı bulmaz inşallah...
ben kendim herşeyim sensiz elde ancak sıfır veriyor...
halbuki benim matematiğim de çok iyiydir ama çözemedim bu denklemleri bir sorun olmalı burada ey beni çimen diye çağıran kaktüs gönüllü yarim sen her ne kadar çimeni olumsuz kullansan da çimen herkesin üzerinden geçmesine müsade eden toprak gibi mahfiyet sahibi mütevazi bir varlıktır... hiç kırılmaz çok çabuk küsmez ve hemen dagılır etrafa ufak bir tebessümüyle güneşin. neyse yarim ben benden geçtim zaten sıfırla uğraşmaya gelmiyor yıllar geçtikçe sanki mesafelerde artıyor halbuki mesafenin değişmemesi lazımdı ama sanki senin şehir her gün biraz daha ilerliyor benim şehirden, sanki zaman geçiyor ama aşk daha bir tazeleniyor yaşlanması gerekmiyor mu ya halbuki, dediğin gibi galiba benim algıda sorunlar başladı. şizofreni olmanın ilk adımlarında halüsinasyonlarım delüsyonlarım hep seni gösteriyor...
bütün kuşlar seni seslendiriyor sanki, senin kokun sesin görüntün var etrafımda... bir de şey varmış şizofrenlerde dagınık olmak etrafa aldırmamak falan bende artık kılık kıyafete önem vermemeye başlamıştım ama sağol ya o semptromdan kurtardın beni yaşlanmışsın deyince genç görünmek için artık dikkat ediyorum onlara hmm neyse geçelim benim şizofrenliğimi... kaktüsüm benim özlemin geldi başucuma cik cik ötüyor erteliyorum ama ertelenme süresi sadece saniselerle sınırlı tekrar ediyor, yorgun ve uykusuz kalmışım ama dinlemiyor ki...
ey gönlü güzel sevdası özel yarim.. şimdi yine yarım bırakmam lazım bu yazıyı devam etmek uzun zaman sonrayı bulmaz inşallah...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
boğazımda geceden kalma bi hüzün,
başım bir harp meydanı
ne dost var ne yar!
kalakaldık ortada süt dökmüş kedi gibi
evsiz barksız çocuk gibi,
ah gençliğim
nerede sevdiklerim,
hüznüm, gözyaşım...
hepsi avare oldu geziyor herhal.
neyse ben kaçar yine kendi içime,
tutsak, yorgun ve derbeder,
elbet bu günlerde geçer....
başım bir harp meydanı
ne dost var ne yar!
kalakaldık ortada süt dökmüş kedi gibi
evsiz barksız çocuk gibi,
ah gençliğim
nerede sevdiklerim,
hüznüm, gözyaşım...
hepsi avare oldu geziyor herhal.
neyse ben kaçar yine kendi içime,
tutsak, yorgun ve derbeder,
elbet bu günlerde geçer....
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
kömürden kara ruhum, sarılınca hevayla.
umutsuz ve perişan O'ndan ayrı kalınca
umutsuz ve perişan O'ndan ayrı kalınca
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
zihnimi kendine zincirledin,
ne yaparsam yapayım hep yanındayım !
ne yaparsam yapayım hep yanındayım !
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
hiç bir şair tarif getirmiyor halime şiirler üryan
şarkılar teğet geçiyor beni duyguların düzleminde
teorilerin tanımadığı çok bilinmeyenli denklem gibiyim...
şarkılar teğet geçiyor beni duyguların düzleminde
teorilerin tanımadığı çok bilinmeyenli denklem gibiyim...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
onu görmeyi,
onun gözlerinde doğup gamzesinde can bulmayı
uzaktan gelişini seyredip zamanın duruşuna tekrar şahit olmayı
ÇOK ÖZLEDİM
sevgili dostum ismailden...
onun gözlerinde doğup gamzesinde can bulmayı
uzaktan gelişini seyredip zamanın duruşuna tekrar şahit olmayı
ÇOK ÖZLEDİM
sevgili dostum ismailden...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
kelepçeli bir hayatın
idamla yargılanan tutuklusuyum
demir parmaklıklar arasında
aç ve susuz kalmışım ama yinede direnişdeyim !!
değerli dostum yunusdan:)
idamla yargılanan tutuklusuyum
demir parmaklıklar arasında
aç ve susuz kalmışım ama yinede direnişdeyim !!
değerli dostum yunusdan:)
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
kendi diyarımdan kendi tümcelerim kendi yadsımalarımlarım dolanırken kelimeler arasında sıkışan ruhumu azıcık yazarak rahatlatmak istedim...
aslında eskilerin yaptıgı gibi okkalı bi kalem ve mürekkeple ne zevkli olurdu aslında bu yazıyı yazmak...
hayatlar... öyle enteresanki dünya çoooook degişik insan var ama aynı zamanda herkes aynı:) nasıl mı karışık oldu de mi zıtlar beraber olmaz denir aslında ama olabiliyor aslında.................................................
içimdeki şeyleri dökemedim buraya yine:???? ama yine de buraya kelime yazmak bile rahatlatıyor beni:==)
içimdekileri söylemeden hissedenlere:=9 burada boşuna yer tuttuğumu düşünen bana da:))))
neyse ya sanırım zihin helezonları saçmalıkları yaymaya başladı ortalıkta keklik varsa yazık olmasın saçmaları saçmadan ben kendimi kitaplara boğmak istiyorum... ben kendim ve... ve yine kendim:))))))))))))))))))))))))
aslında eskilerin yaptıgı gibi okkalı bi kalem ve mürekkeple ne zevkli olurdu aslında bu yazıyı yazmak...
hayatlar... öyle enteresanki dünya çoooook degişik insan var ama aynı zamanda herkes aynı:) nasıl mı karışık oldu de mi zıtlar beraber olmaz denir aslında ama olabiliyor aslında.................................................
içimdeki şeyleri dökemedim buraya yine:???? ama yine de buraya kelime yazmak bile rahatlatıyor beni:==)
içimdekileri söylemeden hissedenlere:=9 burada boşuna yer tuttuğumu düşünen bana da:))))
neyse ya sanırım zihin helezonları saçmalıkları yaymaya başladı ortalıkta keklik varsa yazık olmasın saçmaları saçmadan ben kendimi kitaplara boğmak istiyorum... ben kendim ve... ve yine kendim:))))))))))))))))))))))))
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Soğuk bir sonbahar günü ve ben üşüyorum, üzerimde kapri ve kısa kollu bi tşört var senin bildigin kırmızı tşört, üşüyorum garip bi buz dağı var içimde sarsılıyor sarsılıyor, çığlık çığlığa kalıyor. Çığ içerime düşmüş farkında değilim…
Yorgun gözlerim, hücrelerim isyan ediyor sevginin ısıtması gerekti bizi diye inliyorlar durmadan, niye acı çektiriyor ki diyorlar sevgi değil miydi adı, seven fedakarlık etmez miydi diyorlar, ismimin söylenmesi hiç bu kadar irrite etmemişti beni kişi sevdigine ismiyle hemde birbirlerine karşı hiç kullanmadıkları ismiyle hitap eder mi? tamam Gökhan…. Kulaklarımda inliyor bu ses…
Bana çok uzak insanlar var, ve hayatımda yerleri çok kısıtlı olan, ve senin yaptığını yaptıkları için onları o kadar terslemiştim ki, sanki çok hakkım varmış gibi, ve bana dönüp özür dileyip saatlerce kızmama katlanmışlardı, sen iki dakika da tersleyip her zaman ki sonucuna vardın yine konuşmayalım…
Konuşmayalım ama ben ne yapacağım, saniyeler geçmiyor sensiz bilmiyorsun ki, durdu her şey dondu her şey bi an olsun sensiz yapamıyorum ki ben… gözlerim hüzün dolup ağlıyor fırsat buldukça kız gibi, ellerim hissizce dolanıyor klavyede, ruhum sanki mahpus hücrede baş aşağı dönmüş mahkum gibi…
Divaneyim sevdiğim sensiz divaneyim, hiç sandığın gibi değilim inan sana öyle kırgınım ki yine, öyle … anlatamam… kalibresi bozulmuş randımanın, ibreler yönlerden habersiz, içimde ki his ne anlamıyorum hüzün mü, kırgınlık mı, umduğunu bulamamak mı?? Tarifi buğulu yine, dere kenarında bulanmış su gibi, hafif dokununca helezonlar çiziyor sadece tıpkı ruh dünyası gibi karmakarışık…
Sadece sevmeni istiyorum beni benim seni sevdiğimin yarısı kadar da olsa….
Sense sevdigini iddia ediyorsun beni hemde benim sevdigimden daha çokmuş. Görüyorum yaşıyorum ve tadıyorum… ama işin garibi bana senden daha çok değer veren insanlar var mesela kardeşim duygu ayda bi kere bile arayıp soramadığım tatlı yaratık… acaba onun sevgisini hangi kefeye sığdırabilirim.
Çok duygusalım ben çok, hayatı fazla takıyorum…
Sorun ne anlayamadım ama bi yerlerde bi yanlışlıklar var…
Yorgun gözlerim, hücrelerim isyan ediyor sevginin ısıtması gerekti bizi diye inliyorlar durmadan, niye acı çektiriyor ki diyorlar sevgi değil miydi adı, seven fedakarlık etmez miydi diyorlar, ismimin söylenmesi hiç bu kadar irrite etmemişti beni kişi sevdigine ismiyle hemde birbirlerine karşı hiç kullanmadıkları ismiyle hitap eder mi? tamam Gökhan…. Kulaklarımda inliyor bu ses…
Bana çok uzak insanlar var, ve hayatımda yerleri çok kısıtlı olan, ve senin yaptığını yaptıkları için onları o kadar terslemiştim ki, sanki çok hakkım varmış gibi, ve bana dönüp özür dileyip saatlerce kızmama katlanmışlardı, sen iki dakika da tersleyip her zaman ki sonucuna vardın yine konuşmayalım…
Konuşmayalım ama ben ne yapacağım, saniyeler geçmiyor sensiz bilmiyorsun ki, durdu her şey dondu her şey bi an olsun sensiz yapamıyorum ki ben… gözlerim hüzün dolup ağlıyor fırsat buldukça kız gibi, ellerim hissizce dolanıyor klavyede, ruhum sanki mahpus hücrede baş aşağı dönmüş mahkum gibi…
Divaneyim sevdiğim sensiz divaneyim, hiç sandığın gibi değilim inan sana öyle kırgınım ki yine, öyle … anlatamam… kalibresi bozulmuş randımanın, ibreler yönlerden habersiz, içimde ki his ne anlamıyorum hüzün mü, kırgınlık mı, umduğunu bulamamak mı?? Tarifi buğulu yine, dere kenarında bulanmış su gibi, hafif dokununca helezonlar çiziyor sadece tıpkı ruh dünyası gibi karmakarışık…
Sadece sevmeni istiyorum beni benim seni sevdiğimin yarısı kadar da olsa….
Sense sevdigini iddia ediyorsun beni hemde benim sevdigimden daha çokmuş. Görüyorum yaşıyorum ve tadıyorum… ama işin garibi bana senden daha çok değer veren insanlar var mesela kardeşim duygu ayda bi kere bile arayıp soramadığım tatlı yaratık… acaba onun sevgisini hangi kefeye sığdırabilirim.
Çok duygusalım ben çok, hayatı fazla takıyorum…
Sorun ne anlayamadım ama bi yerlerde bi yanlışlıklar var…
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 5
- Kayıt: Cuma, Ekim 9, 2009 11:26
- İsim: SAİD
- Konum: Erzurum
Re: KENDİM...
Uykusuz bi gecenin sabahından günaydın sevdiğim...yaşanılması gereken yeni bir 24 saat başladı!her saati,her dakikası,her saniyesi ve anı senden uzak,sensiz ve hatta kırgın ve dahi üzgün:((affetmek ne kadar zormuş değil mi??ne kadar acı?içerdeki keder büyük olunca birden anlamsızlaşı veriyor baktığın,dokunduğun,sevdiğin herşey..sanki bugün günlerden Cuma değil..bir bayram değil..sanki sanki ruhunu kaybetmiş gibi senle hayat bulan herşey:((Sevginin üzüntüyle bi alakası yoktu hani?hani üzen daha az seviyor sayılmazdı?hani hiç bi sevgiyle karşılaştırılmazdı sevginin büyüklüğü:((bi gülüş,bi bakış yeterliyken barış ilanı için bu ceza sevilen insana fazla büyük değil mi bi tanem:((boncuk boncuk dökülürken mavi denizden yaşlar,bide bu fırtına çok değil mi:((kızmana katlanmak...hangi yürek sevdiğinin kızmasına katlanabilir ki..adı ile hitap etmek bu kadar ağır gelirken,kim evet üzerine geliyorum yani seni bile bile üzüyorum cümlesine katlanırdı:((affetmek çok mu zordu?Sen ne hissediyorsun,acın ne kadar büyük bilemem sevdiğim ama hiçbiri benim hissettiklerimin yarısı bile olamaz:((ben çok çok kırgınım,o kadar çok ki bi daha...
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 5
- Kayıt: Cuma, Ekim 9, 2009 11:26
- İsim: SAİD
- Konum: Erzurum
Re: KENDİM...
Sen benim gözümde bir hiçsin artık,
Nefretim aşkımı aştı bu gece
Bugün ki sözlerin söz müydü artık
Son sözün sabrımı aştı bu gece
Kolayca bitsin bu diyemedin de
Salladın savurdun basiretsizce
Hiç mi ders almadın onca gezdik de
Yağmurun rahmeti aştı bu gece
Yürümeyen neydi,ilişkimiz mi?
Günüm sensiz bomboş deyişimiz mi?
Sensiz yaşayamam çelişkimiz mi?
Yalanın doğrunu aştı bu gece
Evlenmek hayali kapımda idi
Giriş kat evimin boyası yeni
Mobilyan,takımın, alınmış idi
Vuslatım tadını aştı bu gece
Yemedim yedirdim ne varsa sana
Üç kuruşum olsa verirdim daha
Memurdum yoksuldum hatırlasana
Hafızam haddini aştı bu gece
Ayakların donmuş,üşümüştün de
Gece yatamamış üzülmüştüm de
Bir ay oruç tutup yememiştim de
O çizmen boyunu aştı bu gece
Yapılan söylenmez, gelmezmiş dile
Allahtan beklenir kul bilmese de
Kızgınlığım buna, sebep ise de
Sabrım miadını aştı bu gece
Onca gez toz benle,seviyorum de
Sonra git nişanlan bir de ona de
Şerefsizlik değil, nedir bu söyle
Küfrüm edebimi aştı bu gece
Sana son bir sözüm, nasihatım var
Aldığım ahlakla bir terbiyem var
Seni doğurana ana deyip geçmek var
Saygım adabımı tuttu bu gece
Gönlümün romanı bitti bu gece
Hangisine yansam şimdi gün gece
Ömrümden beş yıl gitti bu gece
BEDİRHAN GÖKÇE
Nefretim aşkımı aştı bu gece
Bugün ki sözlerin söz müydü artık
Son sözün sabrımı aştı bu gece
Kolayca bitsin bu diyemedin de
Salladın savurdun basiretsizce
Hiç mi ders almadın onca gezdik de
Yağmurun rahmeti aştı bu gece
Yürümeyen neydi,ilişkimiz mi?
Günüm sensiz bomboş deyişimiz mi?
Sensiz yaşayamam çelişkimiz mi?
Yalanın doğrunu aştı bu gece
Evlenmek hayali kapımda idi
Giriş kat evimin boyası yeni
Mobilyan,takımın, alınmış idi
Vuslatım tadını aştı bu gece
Yemedim yedirdim ne varsa sana
Üç kuruşum olsa verirdim daha
Memurdum yoksuldum hatırlasana
Hafızam haddini aştı bu gece
Ayakların donmuş,üşümüştün de
Gece yatamamış üzülmüştüm de
Bir ay oruç tutup yememiştim de
O çizmen boyunu aştı bu gece
Yapılan söylenmez, gelmezmiş dile
Allahtan beklenir kul bilmese de
Kızgınlığım buna, sebep ise de
Sabrım miadını aştı bu gece
Onca gez toz benle,seviyorum de
Sonra git nişanlan bir de ona de
Şerefsizlik değil, nedir bu söyle
Küfrüm edebimi aştı bu gece
Sana son bir sözüm, nasihatım var
Aldığım ahlakla bir terbiyem var
Seni doğurana ana deyip geçmek var
Saygım adabımı tuttu bu gece
Gönlümün romanı bitti bu gece
Hangisine yansam şimdi gün gece
Ömrümden beş yıl gitti bu gece
BEDİRHAN GÖKÇE