Çok farklı bir düşünce geldi şu an zihnime. ya gülüyorum kendi kendime aslında bende pek olmaz ama acaba insanlar nasıl görüyorlar bizi, daha doğrusu beni? Sorusunu çogu insan kendine sıkça sorar ben de sormaya kalktım ama çok şaşırdım cevabıma.
Önce aklıma bu sorunun geldiği yerden başlayayım kendimi anlatmaya. Ben hala okuyorum. neyse ders varmış okula dogru süzüldüm şöyle bir. Adımlarımı servise dogru attığımda büyük bi alkış tufanı koptu. Bizim sınıfın daha doğrusu grubun saygıdeğer kızları, hepsi birbirinden iyidir, beni okulda görmelerinden dolayı sevgi gösterisinde bulunuyorlar. büyük bir irdeleme yapıyorlar sanırım aralarında baya bir dalga konusu oluyorum.
Onların gözüyle kendime baktım. Çok tembel, fırsat bulduğu her durumda okulu asan, dünya umurunda olmayan, rahat, sınavlarda kopya çekmede üzerine olmayan, stresle hiç alakası olmayan... öyle ki bazıları bu vurdumduymazlığımdan rahatsız. genelde okulda arkadaşlardan bana yansıyan çok titiz giyiniyor olmam öyle ki hep hayrola ne iş derler yani kıyafetine dikkat eden, çok ATILGAN, insanlarla iyi iletişim kuran özgüvenimin fazla olduğunu düşenen çoktur. bizim küçük grup hariç.. uyumayı seven, organizatörlük yönü kuvvetli ama insanları çok fazla sıkıştıran ısrar eden… bu liste böyle uzayıp gidecek.
Daha sonra kendime beraber bulunduğumuz okul dışı ortam açısından baktım bu yıl hariç çok zeki, futbolu çikolatayı çayı çok seven, çok duygusal, çok duyarlı, insanlara bir şeyler katmak için uğraşan, çok yavaş, sakar sessiz,biraz asi.. çocukları çok çok çok seven… telefonu elden düşmeyen.
Aileme göre hiç yemek yemeyen, hiç konuşmayan, her şeyi içine atan, çok anlayışlı, hiç kusuru olmayan, çocuklara işkence yapmayı seven (yeğenlerime)
Komşulara göre çok edepli aklı başında, her şeye evet diyen, ailenin incisi, duygusal, sessiz,
Birine göre çok anlaşılmaz, ne zaman ne yapacagı belli olmayan , duygusal, idealleri yüksek, çok başarılı, ikna edici kendisi hariç.
Yani bu liste aslında çok daha uzar ama telefonum çalıyor durmadan ama öyle tenakuz içeren bakış açıları var ki çok şaşırdım çok komiğime geldi… ne olursan ol kendin gibi ol herkes seni kendine göre tanır onların tanımasının çok da bi ehemmiyeti yoktur bence.. Rabbin nasıl tanıyor o önemli…
Velhasılıkelam diyeceğim çoktur ama çok uzun yazıyı insanlar okumayı sevmez şimdilik bu kadar… üç noktayı çok severim:)))…
KENDİM...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Gözlerin....
tüm cümlelerim sana hayartım! ellerim klavyenin üzerinde heyecanla dolaşırken seni yazmanın sana yazmanın heyecanı damarlarımdaki adrenalin misali her hücremin şevkini arttırıp soğukta kalmış üzerinde giyecek paltosu olmayan bir delikanlı gibi titretiyor her zerremi... öyle bi bakıyor ki gözlerin anlatamam o an zaman dursun istiyorum, her zerre hareketsiz kalsın, newyork borsası bile sabitlensin istiyorum o an, bi ömür bi hayat öyle bitsin senle haşrolsun sonra cennet misali ebedi bakışın kalsın.. geçen zaman açelya kokusu yayıyor senin gölgende, bi oksijen tüpü misalisin o an can çekişen gözlerimde ki ışıltıya, kanımdaki umuda, geleceğimdeki senfoniye, bi an sussa bakışın hafif bi yön değiştirse soluksuz kalıyor hepsi.. dikkat ettin mi o an herkes bizi izliyor melekler bu aşk bitmez diyor, insanlar ellerini açmış kavuşsun artık şu seven gözler diye yalvaıyor, şeytan bile şeytanlığını bırakıp oturmuş bizi fısıldıyor... nere baksam sen sanırdım neyi duysam senden bi şey fısıldardı, neye dokunsam sen çıkardı. ama bu çok farklı hayalinde güzel olmaz sanıyordum bu gözler, bu aşk hayalinden güzel olamazdı.. öyle değil be gönül kuşum bu çok farklı, tüm parfümcüleri gezip de bulunamayan koku misali, bulunmayan hint kumaşının en ilkini bulmak misalinden daha ileri, tatdığın her nimetden daha çarpıcı yani ne acı ne tatlı ne ekşi hepsinin en güzel karışımı... ellerim ayaklarım tutmuyor o an, kesip at duymam inan. Masumluğun, sevdan, çocukluğun, umudun, her şey okunuyor gözbebeğinde, bebeğim biriciğim tekrar tekrar aşık olmak demiştim ya garipdi evet aynı kişiye defalarca aşık olmak.. tekrar tekrar, artarak, katlanarak.. sus pus oldum şimdi bilgisayardan senin bakışın yansırken ellerim son bi rütuş çekerken duyguların üzerindeki ahenge, gözlerimden yaşlar akıyor uzaklara... ağlıyorum ağlıyorum ağlıyorum...
tüm cümlelerim sana hayartım! ellerim klavyenin üzerinde heyecanla dolaşırken seni yazmanın sana yazmanın heyecanı damarlarımdaki adrenalin misali her hücremin şevkini arttırıp soğukta kalmış üzerinde giyecek paltosu olmayan bir delikanlı gibi titretiyor her zerremi... öyle bi bakıyor ki gözlerin anlatamam o an zaman dursun istiyorum, her zerre hareketsiz kalsın, newyork borsası bile sabitlensin istiyorum o an, bi ömür bi hayat öyle bitsin senle haşrolsun sonra cennet misali ebedi bakışın kalsın.. geçen zaman açelya kokusu yayıyor senin gölgende, bi oksijen tüpü misalisin o an can çekişen gözlerimde ki ışıltıya, kanımdaki umuda, geleceğimdeki senfoniye, bi an sussa bakışın hafif bi yön değiştirse soluksuz kalıyor hepsi.. dikkat ettin mi o an herkes bizi izliyor melekler bu aşk bitmez diyor, insanlar ellerini açmış kavuşsun artık şu seven gözler diye yalvaıyor, şeytan bile şeytanlığını bırakıp oturmuş bizi fısıldıyor... nere baksam sen sanırdım neyi duysam senden bi şey fısıldardı, neye dokunsam sen çıkardı. ama bu çok farklı hayalinde güzel olmaz sanıyordum bu gözler, bu aşk hayalinden güzel olamazdı.. öyle değil be gönül kuşum bu çok farklı, tüm parfümcüleri gezip de bulunamayan koku misali, bulunmayan hint kumaşının en ilkini bulmak misalinden daha ileri, tatdığın her nimetden daha çarpıcı yani ne acı ne tatlı ne ekşi hepsinin en güzel karışımı... ellerim ayaklarım tutmuyor o an, kesip at duymam inan. Masumluğun, sevdan, çocukluğun, umudun, her şey okunuyor gözbebeğinde, bebeğim biriciğim tekrar tekrar aşık olmak demiştim ya garipdi evet aynı kişiye defalarca aşık olmak.. tekrar tekrar, artarak, katlanarak.. sus pus oldum şimdi bilgisayardan senin bakışın yansırken ellerim son bi rütuş çekerken duyguların üzerindeki ahenge, gözlerimden yaşlar akıyor uzaklara... ağlıyorum ağlıyorum ağlıyorum...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Kokun...
Uzunca bir ayrılığın vuslat anı! Mavi gözlerinin ve gonca renkli duruşunun ardında aklıma, ruhuma kazılmıştı o ince, ferahlatıcı kokun. İçime çekmek tüm benliğimle hissetmek, hiç bırakmamak...
Hani hafif bi yağmur serpiştirir ardından tüm doğa kendini kokusuyla sunarya insana, hani dersin ya; bu kokuyu ne kadar seviyorum ne kadar özlemişim diye! İşte ondan daha ileri sanki tüm güzellikler birleşmiş o an. Herşey güzel seleniyor, konuşuyor, hissediliyor,görülüyor... Eyup sultanın vermiş olduğı haz gibi senin kokunun hafifliği, sabah yeni çıkmış simit gibi buram buram, çengelköyde, deniz kenarında...
Her yerde sen kokuyordun ama senin kokun hiç bir yerde yoktu. Üsküdardaki çiçekçiler göz kırpıyordu ama orada da bulamadım. İçime çektiğim seni her yere beraber götürdüm bende! Sabahları kuş cıvıltıları arasından yükseldi kokun günaydın dedi bana, öglen yemeğinden sonra afiyet olsun diye fısıldadı, ikindide gelip derdimi dinledi gülümsetti, hafifletti herşeyi. gece yarısı önce iyi geceler deyip tatlı rüyalar diye fısıldadı masallar eşliğinde sonra gecenin bi yarısı en derin uykulardan uyandırıp seni seviyorum inci tanem dedi...
Koklamak çok güzel bi nimetmiş ve herşey ayrı kokarmış yeni farkettim. havanın bile kokusu varmışda yıllardır hissetmemişim. Her yeni şey gibi her ilk gibi bunu da senden öğrendim, senle yaşadım...
Kokun bir meltem misali hafifçe esip masallar okuyarak uyutuyor geceleri
Kokun balığı tuttuktan sonra elinde hayat denen güzelliğin tadını haykırması misali can çırpıyor çırpınıyor...
Kokun içimde
Kokun benliğimde
Kokun benimle...
O ilk andaki gibi ürkek ve uzaktan içime çekişimde...
Uzunca bir ayrılığın vuslat anı! Mavi gözlerinin ve gonca renkli duruşunun ardında aklıma, ruhuma kazılmıştı o ince, ferahlatıcı kokun. İçime çekmek tüm benliğimle hissetmek, hiç bırakmamak...
Hani hafif bi yağmur serpiştirir ardından tüm doğa kendini kokusuyla sunarya insana, hani dersin ya; bu kokuyu ne kadar seviyorum ne kadar özlemişim diye! İşte ondan daha ileri sanki tüm güzellikler birleşmiş o an. Herşey güzel seleniyor, konuşuyor, hissediliyor,görülüyor... Eyup sultanın vermiş olduğı haz gibi senin kokunun hafifliği, sabah yeni çıkmış simit gibi buram buram, çengelköyde, deniz kenarında...
Her yerde sen kokuyordun ama senin kokun hiç bir yerde yoktu. Üsküdardaki çiçekçiler göz kırpıyordu ama orada da bulamadım. İçime çektiğim seni her yere beraber götürdüm bende! Sabahları kuş cıvıltıları arasından yükseldi kokun günaydın dedi bana, öglen yemeğinden sonra afiyet olsun diye fısıldadı, ikindide gelip derdimi dinledi gülümsetti, hafifletti herşeyi. gece yarısı önce iyi geceler deyip tatlı rüyalar diye fısıldadı masallar eşliğinde sonra gecenin bi yarısı en derin uykulardan uyandırıp seni seviyorum inci tanem dedi...
Koklamak çok güzel bi nimetmiş ve herşey ayrı kokarmış yeni farkettim. havanın bile kokusu varmışda yıllardır hissetmemişim. Her yeni şey gibi her ilk gibi bunu da senden öğrendim, senle yaşadım...
Kokun bir meltem misali hafifçe esip masallar okuyarak uyutuyor geceleri
Kokun balığı tuttuktan sonra elinde hayat denen güzelliğin tadını haykırması misali can çırpıyor çırpınıyor...
Kokun içimde
Kokun benliğimde
Kokun benimle...
O ilk andaki gibi ürkek ve uzaktan içime çekişimde...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Gülüşün,
Yüreğimi titreten ince bir sızı, ilk bakışım ilk vuruluşum, bir daha kopamayışım o anı her daim yaşayışım, yılların vermiş olduğu hasretin özlemin iç çekişin yankılanışı, denizin üzerindeki ışıltı, denizin dibindeki renklilik,
Gülüşün,
soğuk kış ayazında ısınma kaynağım, yeniden yeşeren umutlarım… sağanak sağanak boşalan bir yağmur üstüme yoğun bir iş gününün ardından, can çekişen hayallerime gıda, yeni ekilen sevdama su,
Gülüşün,
Selda bağcanın deyişiyle; ‘gün biter gülüşün kalır bende’
Gülüşün,
Artık bende saklı hapsettim saray hazinesine, en nadide parçası oranın, atlı süvarilerin cesareti, sarmaşıkların tutunağı, yoğun bakım ünitesinin defibrilatörü, kalbi durana atropin, hızlı çalışana beta bloker, aritmisi olana ACE inhinitörü:)
Gülüşün, kalp ritmimi bozan, kimyamı dağıtan, ayaklarımın dermanını kesen, içini içime akıtan,
Açık sözlü, yaşama sebebim, varlığımın onunla anlam kazandığı, baktıkça Allah’ım deyip şükre sevkeden ‘hayatımdan hiç çıkmasın’ dedirten…
Gülüşün,
En dinmez yaralara merhem, bağımlılığım… bir güneş misali her an ısıtan, aldığım nefes hiç durmadan, yeni doğan ceylanın ilk yürüyüşü, esen rüzgarın serinliliği, eyup’u tamamlayan piyerloti’si,
Güne başlarken ki dinginliğim, gün sonundaki dinlenme sebebim…
İyiki varsın canım, iyiki bu güzel gülüşlü insanı Allah bana nasip etti…
Bi ömür gülüşüne bağımlıyım eksiltme e mi?
Yüreğimi titreten ince bir sızı, ilk bakışım ilk vuruluşum, bir daha kopamayışım o anı her daim yaşayışım, yılların vermiş olduğu hasretin özlemin iç çekişin yankılanışı, denizin üzerindeki ışıltı, denizin dibindeki renklilik,
Gülüşün,
soğuk kış ayazında ısınma kaynağım, yeniden yeşeren umutlarım… sağanak sağanak boşalan bir yağmur üstüme yoğun bir iş gününün ardından, can çekişen hayallerime gıda, yeni ekilen sevdama su,
Gülüşün,
Selda bağcanın deyişiyle; ‘gün biter gülüşün kalır bende’
Gülüşün,
Artık bende saklı hapsettim saray hazinesine, en nadide parçası oranın, atlı süvarilerin cesareti, sarmaşıkların tutunağı, yoğun bakım ünitesinin defibrilatörü, kalbi durana atropin, hızlı çalışana beta bloker, aritmisi olana ACE inhinitörü:)
Gülüşün, kalp ritmimi bozan, kimyamı dağıtan, ayaklarımın dermanını kesen, içini içime akıtan,
Açık sözlü, yaşama sebebim, varlığımın onunla anlam kazandığı, baktıkça Allah’ım deyip şükre sevkeden ‘hayatımdan hiç çıkmasın’ dedirten…
Gülüşün,
En dinmez yaralara merhem, bağımlılığım… bir güneş misali her an ısıtan, aldığım nefes hiç durmadan, yeni doğan ceylanın ilk yürüyüşü, esen rüzgarın serinliliği, eyup’u tamamlayan piyerloti’si,
Güne başlarken ki dinginliğim, gün sonundaki dinlenme sebebim…
İyiki varsın canım, iyiki bu güzel gülüşlü insanı Allah bana nasip etti…
Bi ömür gülüşüne bağımlıyım eksiltme e mi?
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
kalem de kağıtta yabancı artık
yazamıyor eller çizemiyor kalem
bak artık ilhamda gelmiyor
ve kafiyeler yoksun derinden...
bu kadar zor degildi hissiyatlar,
kalp bu kadar aritmik degildi belki
belki de yorgun düşmezdi gözler
ve ruh kendini çökertmezdi sahiden
ama yazamamak çok acı
hayaller zihnimde saklı kaldı
hatıralar zihinde
her şey çok derinde
dogru haklısın aslında
bırak orada kalsın her şey
kimse bilmesin gecelerimi
duymasın eller çıglıklarımı...
dedigin gibi belkide
bu sessiz çıglıklar rahatsız edici
dışa çıkınca yakacak ortalıgı
ve dagıtacak tüm samimiyeti
bıraktım ve sustum tamam
ama ben ilhamın küsmesine üzüldüm
ve en azından ona bir selam çakın,
ve deyinki son olarak
sen unutsanda o unutmadı!
yazamıyor eller çizemiyor kalem
bak artık ilhamda gelmiyor
ve kafiyeler yoksun derinden...
bu kadar zor degildi hissiyatlar,
kalp bu kadar aritmik degildi belki
belki de yorgun düşmezdi gözler
ve ruh kendini çökertmezdi sahiden
ama yazamamak çok acı
hayaller zihnimde saklı kaldı
hatıralar zihinde
her şey çok derinde
dogru haklısın aslında
bırak orada kalsın her şey
kimse bilmesin gecelerimi
duymasın eller çıglıklarımı...
dedigin gibi belkide
bu sessiz çıglıklar rahatsız edici
dışa çıkınca yakacak ortalıgı
ve dagıtacak tüm samimiyeti
bıraktım ve sustum tamam
ama ben ilhamın küsmesine üzüldüm
ve en azından ona bir selam çakın,
ve deyinki son olarak
sen unutsanda o unutmadı!
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
SİL BAŞTAN
Aklım uçmakta pervasızca yukarda
Hayal hayal üstüne beş kuruşluk paçavra
Ruhum umutsuz tutsak ve perişan
Haydi haydi her şey sil baştan!
Aklım uçmakta pervasızca yukarda
Hayal hayal üstüne beş kuruşluk paçavra
Ruhum umutsuz tutsak ve perişan
Haydi haydi her şey sil baştan!
-
- Kıdemli üye
- Mesajlar: 1470
- Kayıt: Çarşamba, Ekim 26, 2005 22:30
- İsim: Metin Çetin
- Konum: Aydın
Re: KENDİM...
Güzel yazılar said, yüreğine sağlık dostum...
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: KENDİM...
Said tebrik ederim güzel yazıların için, yazdıkların çok güzel yüreğine sağlık...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
ya çok çok çok teşekkür ederim portakal kokulu memleketin yeni kazanılmış dostuma ve zehir kalemli serap ablama
sitedeki diğer yazılar kadar güzel değil ama insan kendi hislerini yazınca rahatlıyor:)
sitedeki diğer yazılar kadar güzel değil ama insan kendi hislerini yazınca rahatlıyor:)
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Sen...
Savaştan çıkmış yorgun bir askerin dikenli kelimeleriyle yazıyorum seni, yine de gül kokuyor gül siniyor etrafa. yaralı bi ceylanım ürkek ürkek avımın ağzında senin adını soluyorum ve sen hiç bi ümidin olmadığı yerde çıkıp kurtarıyorsun serseri bensizliğimi...
Ameliyatta masada bırakılmış, umutsuz bir vakayım ne kan kalmış ne refleks, o an adım seslerin can veriyor, irkilen hava zerreleri monitörden yükselen kalp atışları geldi sesleri eşliğinde senin gelişini kutluyor, o an tıpbın tabuları yıkılıyor, ve yıkılmış bir şehir yeniden kuruluyor,
Sen...
bitmiyen umutsun, yeter artık yaklaşmayın yalnız kalmak ölmek istiyorum denen bir ruha cansın, tebessüm eden yanağıma aşk, yeniden ekilen can fidanıma canansın...
Sen...
hem en ulaşılmazsın hem de en yakın olansın, güneş misali hep canımdasın ama ulaşılmazsın:((((
Seni yazmak çok zor geliyor bana ağlamak istiyorum ağlıyorum susuyorum:((((
Savaştan çıkmış yorgun bir askerin dikenli kelimeleriyle yazıyorum seni, yine de gül kokuyor gül siniyor etrafa. yaralı bi ceylanım ürkek ürkek avımın ağzında senin adını soluyorum ve sen hiç bi ümidin olmadığı yerde çıkıp kurtarıyorsun serseri bensizliğimi...
Ameliyatta masada bırakılmış, umutsuz bir vakayım ne kan kalmış ne refleks, o an adım seslerin can veriyor, irkilen hava zerreleri monitörden yükselen kalp atışları geldi sesleri eşliğinde senin gelişini kutluyor, o an tıpbın tabuları yıkılıyor, ve yıkılmış bir şehir yeniden kuruluyor,
Sen...
bitmiyen umutsun, yeter artık yaklaşmayın yalnız kalmak ölmek istiyorum denen bir ruha cansın, tebessüm eden yanağıma aşk, yeniden ekilen can fidanıma canansın...
Sen...
hem en ulaşılmazsın hem de en yakın olansın, güneş misali hep canımdasın ama ulaşılmazsın:((((
Seni yazmak çok zor geliyor bana ağlamak istiyorum ağlıyorum susuyorum:((((
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Seni sevmek;
Tüm parmaklarının birbirine dolanması,
Sana mesaj yazmanın heyecanıyle,
Tüm sinirlerin aktive olup, salınacak adrenalin kalmaması
Seni sevmek herşeyi ilk kez yapmak
Tüm çılgınlıkları, en olmaz şeyleri
Mesela ilk kez şiir yazmak,
ve yolculuk yapmak bilinmeyen yerlere..
Seni sevmek;
dolanmak tüm sistemleri tarif edecek hiç bir şey bulamamak
ve çaresiz kalmak...
Tüm parmaklarının birbirine dolanması,
Sana mesaj yazmanın heyecanıyle,
Tüm sinirlerin aktive olup, salınacak adrenalin kalmaması
Seni sevmek herşeyi ilk kez yapmak
Tüm çılgınlıkları, en olmaz şeyleri
Mesela ilk kez şiir yazmak,
ve yolculuk yapmak bilinmeyen yerlere..
Seni sevmek;
dolanmak tüm sistemleri tarif edecek hiç bir şey bulamamak
ve çaresiz kalmak...
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: KENDİM...
Seni sevmek; bir çiçeğe su vermek gibi
Seni sevmek; gülü dikeniyle avuçlayıp acısını hissetmemek gibidir
Seni sevmek; hiç bir çıkar gözetmeksizin
Hiç bir kalıba sokmadan seni, olduğun gibi görüp sadece sevmektir.
Seni sevmek insanoğluna bahşedilmiş en güzel duygu olduğunun bilincine varıp sevmektir...
Yüreğine sağlık Said...
Seni sevmek; gülü dikeniyle avuçlayıp acısını hissetmemek gibidir
Seni sevmek; hiç bir çıkar gözetmeksizin
Hiç bir kalıba sokmadan seni, olduğun gibi görüp sadece sevmektir.
Seni sevmek insanoğluna bahşedilmiş en güzel duygu olduğunun bilincine varıp sevmektir...
Yüreğine sağlık Said...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
senin de abla gözlerine ve yüreğine sağlık...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Seni sevmek ne demek bilir misin,
Gel öğreteyim sevdiceğim
Seni sevmek ne demek anlar mısın,
Gel anlatayım kır çiçeğim…
Uzunca bir yolculuk başlıyor…
Önce gel otur şöyle en baş köşeye
Tüm dengemi değiştirdiğin beyincik merkezine
Aman telaş etme değişen dengelere
Sen varsın orada ya! Bir şey olmaz merak etme..
Merak etme sevdiceğim
Merak bile seni giyinmiş gör bak tüm sistemimde
Dilimin tatdığı acı mı
Sor bakalım gelmişken korteksime
Doğru duydun evet; acının tadı acı değil senin varlığında
Acı daha çok kırmızılar giymiş, masum bir bebek; saçında kırmızı tokasıyla
Endişenin tadı ekşi değil sen varken
Kokusu o çok sevdiğin zambak gibi
Hafif tatlı bir gülüşü var
Yeni doğmuş bebek gibi
Oradan hipofize göz gezdir hafiften
Bak bakalım nasıl sen varken ortalık
Her inhibitör durgun
Her aktivatör vurgun senin etrafında
Ortalık serotonin salgılıyo başkumandan o
Malatonin kolaçan ediyor,
Ağır hüküm giymiş mutsuzluklar,
Somurtganlıklar yalnız, hücrede
Tüm hormonların rengi prmbr, beyaz, sarı sen varken
Bazılarıda hafif mavimsi gözlerin gibi
Hepsi kıvamında, tuzu tam ayarında
Hatıralar bölümüne uğradınmı,
Orada her saniyemiz süslü, tabloda
En özel köşede
Başında sevda nöbetçileri
Algıma, belleğime, bilinç altıma uğrama hiç
Konuşma merkezi senin için özel sinapslar oluşturmuş
Duyma sensörleri pür dikkat
Hepsi sen diye tezahuratta
Gel biraz kalbime inelim ne dersin
Malum senli anların başaktörü
Bak akılla elele vermiş
Ufak çaplı bir yuvarlak masada
SANA HiÇ DUYULMAYAN ŞİİRLER YAZIYOR…..
Gel öğreteyim sevdiceğim
Seni sevmek ne demek anlar mısın,
Gel anlatayım kır çiçeğim…
Uzunca bir yolculuk başlıyor…
Önce gel otur şöyle en baş köşeye
Tüm dengemi değiştirdiğin beyincik merkezine
Aman telaş etme değişen dengelere
Sen varsın orada ya! Bir şey olmaz merak etme..
Merak etme sevdiceğim
Merak bile seni giyinmiş gör bak tüm sistemimde
Dilimin tatdığı acı mı
Sor bakalım gelmişken korteksime
Doğru duydun evet; acının tadı acı değil senin varlığında
Acı daha çok kırmızılar giymiş, masum bir bebek; saçında kırmızı tokasıyla
Endişenin tadı ekşi değil sen varken
Kokusu o çok sevdiğin zambak gibi
Hafif tatlı bir gülüşü var
Yeni doğmuş bebek gibi
Oradan hipofize göz gezdir hafiften
Bak bakalım nasıl sen varken ortalık
Her inhibitör durgun
Her aktivatör vurgun senin etrafında
Ortalık serotonin salgılıyo başkumandan o
Malatonin kolaçan ediyor,
Ağır hüküm giymiş mutsuzluklar,
Somurtganlıklar yalnız, hücrede
Tüm hormonların rengi prmbr, beyaz, sarı sen varken
Bazılarıda hafif mavimsi gözlerin gibi
Hepsi kıvamında, tuzu tam ayarında
Hatıralar bölümüne uğradınmı,
Orada her saniyemiz süslü, tabloda
En özel köşede
Başında sevda nöbetçileri
Algıma, belleğime, bilinç altıma uğrama hiç
Konuşma merkezi senin için özel sinapslar oluşturmuş
Duyma sensörleri pür dikkat
Hepsi sen diye tezahuratta
Gel biraz kalbime inelim ne dersin
Malum senli anların başaktörü
Bak akılla elele vermiş
Ufak çaplı bir yuvarlak masada
SANA HiÇ DUYULMAYAN ŞİİRLER YAZIYOR…..
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: KENDİM...
Sen…
O gün başını omzuma koymuştun ya, o gün şöyle hafif bir utanarak bakmıştın ya, ben hala o andayım hiç zaman mekan değişmiyor, kaset hep geri sayıp duruyor…
Hala o gün giydiğim kıyafetler var üzerimde başını koyduğun yeri koklayıp duruyorum sanki dünyaya yeni filiz vermiş gibiyim ama boy atmak istemiyorum o anı yaşamak o anda kalmak istiyorum.. onunla uyuyup onunla kalkıyorum kulağımda Belkıs Özener ayırmasın Mevlam bizi ömür boyunca diyor benim dudaklarımdan amin sesleri dökülüyor..
Allah’ım diyorum bana bi ömür mutluluk yazmışsın, bir ömür masum küçük kelebek misali sevda koymuşsun ömrü kaplumbağaya benzeyen… elimde senin ince sesinden dinlediğim mektubun var her harfinin bir kitap misali önüme açıldığı seni anlattığı.. yanımda o gün aldığın gömlek başucumda.. kuşlar gibi ikimiz bir yuva kuralım ayırmasın Mevlam bizi ömür boyunca, anılar karşımda dans ediyor, gözlerin hep yüreğimde, nasıl sevdim seni nasıl düştüm yangınlara diyor ya ayna.. şarkıların hepsi sana duy bak ne diyor : seni çok seviyorum, seni çok seviyorum… ne olur ayrı durma kal burada seni çok seviyorum…
Sen benden gidersen çok ağır olurum kendime, tenim bile küser tenime şarkıların dediği gibi yine,ben o ayrılık parçalarını yaşamak istemiyorum.. sanki ruhum çıktı canımdan sen benden gittin gideli demek istemiyorum.. hep bak yıldızlar altında gözlerimin içine, duy rüzgarların bize anlattığı bir şey var.. bir fısılıtı gibi bazen o en büyük çığlıklar. Biz aşkı meleklerden çaldık birbirimize sımsıkı bağlandık,
Ağrıma gidiyor sensiz geçen günler, yüreğime kazınmış o güzel gözler… ya sanki tüm güzel parçalar bize yazılmış, sana yazılmış… bugünlerde seni düşünüyorum sık sık.. konuşmuyorum kimseyle.. ortaköyü bilirsin oradayım hep.. bir tek bir tek sen yoksun.. yok yok sende varsın hep yanımdasın hayalinle…
O gün başını omzuma koymuştun ya, o gün şöyle hafif bir utanarak bakmıştın ya, ben hala o andayım hiç zaman mekan değişmiyor, kaset hep geri sayıp duruyor…
Hala o gün giydiğim kıyafetler var üzerimde başını koyduğun yeri koklayıp duruyorum sanki dünyaya yeni filiz vermiş gibiyim ama boy atmak istemiyorum o anı yaşamak o anda kalmak istiyorum.. onunla uyuyup onunla kalkıyorum kulağımda Belkıs Özener ayırmasın Mevlam bizi ömür boyunca diyor benim dudaklarımdan amin sesleri dökülüyor..
Allah’ım diyorum bana bi ömür mutluluk yazmışsın, bir ömür masum küçük kelebek misali sevda koymuşsun ömrü kaplumbağaya benzeyen… elimde senin ince sesinden dinlediğim mektubun var her harfinin bir kitap misali önüme açıldığı seni anlattığı.. yanımda o gün aldığın gömlek başucumda.. kuşlar gibi ikimiz bir yuva kuralım ayırmasın Mevlam bizi ömür boyunca, anılar karşımda dans ediyor, gözlerin hep yüreğimde, nasıl sevdim seni nasıl düştüm yangınlara diyor ya ayna.. şarkıların hepsi sana duy bak ne diyor : seni çok seviyorum, seni çok seviyorum… ne olur ayrı durma kal burada seni çok seviyorum…
Sen benden gidersen çok ağır olurum kendime, tenim bile küser tenime şarkıların dediği gibi yine,ben o ayrılık parçalarını yaşamak istemiyorum.. sanki ruhum çıktı canımdan sen benden gittin gideli demek istemiyorum.. hep bak yıldızlar altında gözlerimin içine, duy rüzgarların bize anlattığı bir şey var.. bir fısılıtı gibi bazen o en büyük çığlıklar. Biz aşkı meleklerden çaldık birbirimize sımsıkı bağlandık,
Ağrıma gidiyor sensiz geçen günler, yüreğime kazınmış o güzel gözler… ya sanki tüm güzel parçalar bize yazılmış, sana yazılmış… bugünlerde seni düşünüyorum sık sık.. konuşmuyorum kimseyle.. ortaköyü bilirsin oradayım hep.. bir tek bir tek sen yoksun.. yok yok sende varsın hep yanımdasın hayalinle…